Mart 14, 2013

Kararrrr-sızlık

"En kötü karar kararsızlıktır kardeeeş" diyenlere götünle gülme ey okur. Çok haklılarmış. "Düşün düşün boktur işin" lafı da onun kardeşi. Arkasından ce-e yapıveriyor kafasını uzatıp. Uzuuuuuun süredir kariyer planlamacılığı peşindeyim. Annem lisansı 5 buçuk yılda (o da belki) bitirmekte olduğumun farkında değilmişcesine master yap, doktora yap, bilmemney yap peşinde. Ablam "hadi artık okulu bitir de Almanya'ya gel" demecelerde. Arkadaşlar kendilerince yönlendirmecelerde. İnsan kendi planını kendi yapamıyor ayol. Ne büyük dertmiş bi meslek seçmek.

Diyorum ki "Kaç yaşıma geldim; hala zibidi gibi geziyorum." öbür taraftan çok artis olduğum için "Ummmm o işi istemem, bummm bu işi istemem." "Ne istiyon la zirtapoz?" demezler mi bana?

Ama sanırım artık bir karar verdim. Serseriliği epey bıraktığıma, artık gelecek üzerine daha ciddi düşünecek yaşa geldiğime ve bir de yoga & pilates ikilisine başladığıma göre sakin ve düzenli bir iş de benim harcım. Ben bu işi artık yapabilirim. Eşşekkadar oldum daha neyin heyecanındaysam sanki yatlarımız katlarımız var ha. Yani madem zibidi olmak istiyosun git bari kendini geçindirecek bi iş bul di mi? Ama hem artislik hem zibidilik bir arada yürümüyor.

Time for being a grown-up Corç!

Mart 01, 2013

Pes

Bu seri işinden bişi çıkmayacak. Sürdürülecek işler benim için hala zor. Aklımda hop bir şey hop başka bir şey ama hep güzel şeyler.

En güzel şey de kuralsızlığım sanki. En çok bu yüzden seviyorum kendimi. Hiç kızmıyorum hikaye yazıcaktım hani, neden yazmadım diye. Yazasım gelmemiş, yeteneğim yokmuş. Ne yapalım? Aklım türlü yerlere kaymıştır. Olabilir.

Çok çabuk sevmiyor insanlar mesela. Sevecek çok şey var. Tamam kabul ediyorum sevmemek lazımmış gibi gözüken kızdığımız çok şey var. Benim de var. Sevmemek olmasa sevmek de olmaz zaten bi taraftan. Nefrete dönüştürmemek en güzeli. Yargılayıverip silmemek. Hayatından çıkarmak ne kolay. Ama her şeyin ayrı ayrı güzelliği. Tadına varmak gerek. Kıskançlıktan doğan kızgınlığın güzelliğiyle, eldeki soğan kokusunun güzelliğiyle, yağmurda donuna kadar ıslanmanın güzelliğiyle ne kıyaslanabilir ki? Her şey çok güzel ayrı ayrı. Bunları bağımlılığa ya da nefrete dönüştürmek her şeye zarar veren.

Yalnızca sevmeyi öğrenmek gerek. Cinsiyete, faydaya, uyuma, maddiyata, kabul edilirliğe, insanların fikirlerine aldırmadan sevmek en güzeli.

Sevince tüm insanlaaar bir başkaaa, durma dostuum sen de yeeerr ver aşşkaa...

Kendi kendimizi yormayalım insanlar, gülelim eğlenelim, ağlayalım tartışalım, sarhoş olalım, uyuyakalalım birbirimizin kucağında. Hayat o zaman güzel oluyor çünkü.

Bu da sanırım biraz bilinç akışı yazısı oldu. Hadi hayrını görün.