Aralık 22, 2011

Bembeyaz bir çocukla tanıştım dün. Ders çalışıyorduk bir arkadaşımla yurtta. Olduğumuz odaya giriverdi. Neşesi doldu odaya. Daha önce de görmüştüm çocuğu. Beyazlığına şaşırarak bakmıştım. O zaman pek konuşmamıştı. Öylece geçip ders çalışmıştı.

Bu kez girer girmez, benim yanımdaki arkadaşımla konuşmaya başladılar. A aaaa! o nasıl gülüş? Dişleri de beyazmış hem. Nasıl içten gülüyor çocuk? Yüzme dersi alıyormuş. Geçen hafta gidememiş, "Paslandım herhalde." diyor. Çok su yutmuş. Sesi değişmiş resmen. Öyle diyor. Ben de suratımda şaşkınlıkla gülüyorum anlattıklarına. Yanımdaki arkadaşım "Ben bi çay koyayım." diyip çıkıyor. Onun da keyfini yerine getirdi beyaz çocuk. Her şeyi beyaz mı görüyordu acaba Saramago'nun Körlük kitabındaki gibi? Nasıl yerinde keyfi. Yüzmek nasıl rahatlatıcı ondan konuşuyoruz. Bir spor daha yapmak istiyormuş. Onu konuşuyoruz. Sen kimsin? Adın ne? Bu soruları sormuyor hiç. Anlatıyor, soruyor, gülüyor. Sonra çayımız olunca "Dersinizi sabote ettim zaten edeceğim kadar. Gelin bi de pizza yiyelim" diyor. Daha önce almışlar. Bitirememişler.
-Ben aç değilim amma siz yiyin. diyorum.
-Zaten fazla yok. 2 dilim falan sanırım. M... ben bu paketleri açamıyorum halletsene. diyor. M... o sırada çay doldurduğundan ben açıyorum. Baharat var elinde beyaz çocuğun. Elleri de bembeyaz, nasıl güzel. Ne olduğunu anlayamadığını görünce, "Baharat. İçinde bi kaç çeşit baharat var." diyorum. Açıyor, dikkatle pizzaların üstüne serpiyor. "Otursana yanımıza sen de yahu" deyip, koşup bi sandalye getiriyorum. Elleriyle bir yoklayıp oturuyor. Bembeyaz gözleri, sürekli gülen suratı... Yiyip içiyoruz. Pizzayı kaldırıyoruz. İçinde çok fazla var çünkü. Bitiremiyorlar. M... hepimize birer çay daha dolduruyor. Beyaz çocuk masasına gidecek. M.. bana uzatıyor bardağı, "Bunu versene ona." Bir elimde çay, diğer elimle elini tutuyorum beyaz çocuğun, "Çayın burda bak, al." "Masadan alayım. Öyle daha iyi oluyor"

Biraz daha ders çalışıp çıkıp gidiyorum ordan. Çıkarken de aynadan saçlarımı düzeltiyorum. Saat çok geç olmuş. Yorulmuşum zaten. Ruh gibi yürüyüveriyorum kendi yurduma doğru.

Aralık 21, 2011

Açıverdim gözlerimi. Gözlerin tam karşımda. Kapalı seninkiler. Uyuyorsun hala. Bacağını atmışsın üstüme. Ay! Acımış be kadın altında kalan bacağım!  Olsun hadi, uyuyan suratına bakınca hissettirdiğin isimsiz bu şeyler kandırdı beni. Acısın. Nefes adıkça burnunun önüne düşmüş saçın hareket ediyor. İzledikçe benim burnum kaşındı. Nasıl yorgunsun kim bilir? Hiç bir şeyden rahatsız değilsin. Sanki kuş tüyü yatakta yatıyorsun. Kıkırdayasım geliyor da rahatını bozmak olmaz şimdi. Ayy, biraz gözlerimi kapatayım yoksa sana sarılıvereceğim. Uyanacaksın. Uykun yarım kalmasın. Zar zor yatacak bir yer bulduk zaten. Neyse konu o değil.


Gözlerin titremiyor hiç. Uyuma numarası yapmıyorsun, hakkaten uyuyorsun belli. Peki bu aklımdan geçenleri duyabiliyor musun? 


Ah öyle bir anda kolunu atıverme üstüme. Uyandırdım sandım.


Neyse, ne diyordum? Duyabili... Duyuyorsun tabii! Sarılmandan daha güzel ne anlatabilirdi bunu? Duyuyorsun değil mi kafamdan geçen her şeyi? Seninle ilgili düşündüğüm, hissettiğim her şeyden haberdarsın. Seviyorum seni ve sen de bunu seviyorsun. Sevişiyoruz yani biz. Sen uyuyorsun; ben yalnızca gözlerimi hareket ettirebiliyorum, bu sarıp sarmaladığın kanepenin üstünde. Bakışlarımı yüzüne diktim. Gözlerimin de pek hareket ettiği söylenemez anlayacağın. Neyse, sen uyuyorsun; ben böyle hareketsizim ve biz sevişiyoruz deliler gibi. Hiç bitmeyecek gibi. Bu kanepeden hiç kalkmayacak ve bu odadan hiç çıkmayacakmış gibi. Senin gözlerin hiç titremeyecek ve benim bacağımın acısı hiç geçmeyecekmiş gibi. Çişim de gelmiş, pek fena. Ne zaman uyanırsın acaba?




Aralık 07, 2011

hayallerim

Gözlerim yarıya kadar kapanmış, kulaklarım desen öyle bir çınlıyor ki olup biteni duymam imkansız. Ellerimi oynatacak gücüm kalmamış; el yordamıyla da anlayamıyorum hiçbir şeyi. Her şeyden bihaber oturuyorum köşemde.

Aklımdan geçenleri durdurabilecek bir güç yok neyseki. İnsanlar nelerle meşgul umursamadan hayallerime gülümsüyorum. Ne insanların baskısı ne yönlendirmeleri var hayallerimde. Teker teker seviyorum hepsini. Hiç kimse göremiyor, yorumlarıyla keyif bozamıyor ya daha da seviyorum onları.