İç rahatlatan, yüz güldüren bir kadın hem de azıcık düşünsem bile kalbimi hızla çarptırıyor. Çıplaklığa ya da dokunmaya gerek yok. Küçücük bir boyun görüntüsü, kısacık bir hayal olmayacak kadar heyecanlandırıyor beni. Sonra mantığım çıkıyor meydana ters bir şey bulamıyor söyleyecek. O da vazgeçiyor sınırlandırmaktan. Sınırlandırma kabiliyetimi yitiriveriyorum. Sınırlandırmak değil de tedbir alacak kadar demek daha doğru sanki. Ne mantık ne başka bir şey sesini yükseltemiyor his karşısında. Hepsi sus pus. Sırıtıyor onlar da. Bana mı öyle geliyor bilmem ama hoşuma gidiyor.
Sonra düşünüyorum; hoşumuza gitsin diye değil mi her şey? Hoşa gidenler doğru, gitmeyenler yanlış bana göre. Can sıkanlar gitmeli diye düşünüp koyveriyorum. Hiçbir hissimi durdurma, yavaşlatma gereği duymuyorum. İstediğimden farklı değil hiçbir şey.
Bu yüzden işte bu sefer üzülme ihtimalim tedirgin ettiği kadar gözükmüyor gözüme.
1 yorum:
Hala hislerinin (kalbinin?) peşinden giden insanları görmek güzel. başını sonunu bile bile bilmediğini varsayarak üstüne gitmek güzel.
Yorum Gönder