Ocak 03, 2011


İstediği gibi yaşama hakkı yok onun. İstediği zaman istediği yerde de olamaz. Ne böyle hakları var ne de gücü. "Bunu yapmak istemiyorum" demeye de cesareti yok. Hisleri ve bedeninden başka hiç bir şeyi yok.

Hislerinin ve bedeninin birleşimi ona acı veriyor. Duyuların ötesine geçemeyen dünyaya ağlıyor. Yok sayılmasının verdiği acıya ağlıyor. "Ben varım!" diye bağırıyor ağlarken. Güzel gözlerini ovuşturdukça gözleri de acımaya başlıyor. Çok fazla ovuşturduğundan etrafı buğulu görmeye başlıyor. Elleri karıncalanıyor yavaş yavaş. Artık bedenini de hissedemeyeceğinden korkarak ağlamamaya çalışıyor. Farketmeden güçleniyor.

Merak ettiği şey; bu mu güçlü olmak? Ağlamak istediğinde ağlamamak ve gülmek istediğinde gülmemek mi?

Artık insanları düşünmeden yaşamaya başlıyor. Sanki diğerleri sadece bedenden ibaretmiş gibi. Şimdi her şey çok kolay.Ağlamak istemiyor bile bir süre sonra. Hislerinin de azaldığını hissediyor. Şöyle bir kontrol ediyor, evet bedeni hala olduğu yerde. O ise artık çok hissiz, çok güçlü.

Hiç yorum yok: