Bu kadar rezillikler içinde günlük yaşantısını devam ettirmeye çalışan çok acılı bir toplumuz. Günlük muhabbetlerimizi, gülüşmelerimizi sürdürürken bir yandan okuduğumuz, duyduğumuz olaylar-haberlerin vahşet seviyesini algılayamıyoruz sanki. Öyle böyle değil olanlar.
Ali İsmail Korkmaz, 19 yaşındayken polis tarafından protesto hakkını kullanırken dövülerek öldürüldü. Aylar geçti. Bugün davasında şu konuşmalar geçti:
avukat: görüntülerin sizin elimizdeyken silindiğine ilişkin rapor var.
sanık: ben silmedim.
avukat: kameranızın çalışmadığını söylediniz. peki çalışmayan kameranın görüntülerini nasıl yedekleyip mahkemeye sundunuz?
sanık: susma hakkımı kullanıyorum."
Kanımız dondu okudukça. Haberleri en doğru takip edebileceğimiz kaynakları belledik ve takip ettik davayı. Konuşulan her şey inanılmaz. Yorum yapmak da zor, karşılık vermek de. Okudukça kafamda sabit dönüp duran cümle şu: "Nasıl bu kadar kötü oldunuz?" Aklım almıyor. Empati kuramıyorum. Ne düşünmüş, ne hissetmiş olabilir bu katil polis? Onu koruyan, yönlendiren, hak veren ne hissediyor olabilir? Var mı hisleri? Gece yatınca neler geçer kafalarından? Akıllarına gelir mi bu işten sıyrıldıklarında bir gün bir kuytuda yakalanıp kafaların karınlarına vurularak öldürülme ihtimalleri gencecik çocuğa yaptıkları gibi? Yoksa bilirler mi onlar gibi vahşileşmek için çok korkunç bir kalp gerektiğini?
Aklım almıyor. Düşünüp düşünüp anlayamıyorum.
Oturuyoruz evde. Çayımızı içip havadan sudan konuşuyoruz. Yatmadan biraz internette gezineyim diyorum bu kez de bir başka haber takılıyor gözüme. Başlığı şu: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kan donduran bir öneriye imza attı: "Tecavüzcüsüyle evlenmişse çocuk istismarı davalarını düşürelim."
Nasıl ya?
Beyniniz nerde ki böyle şeyler düşünebildiniz? Siklerinizi yoksayıp düşünmeyi hiç mi denemezsiniz? Onlar ve ben ve iyi insanlar nasıl oluyor da aynı dünyada/ülkede/şehirde/binada yaşıyor olabiliriz? Bir kısım insan bunca sevgi doluyken siz nasıl böyle oldunuz?
Hiç göremiyor musunuz, iyi insan olursanız mutlu da olursunuz? Bunun güç ya da parayla ilgisi yok.
Mutluluk değil belki de istediğiniz. Sizi anlayamadığımı başta da söylemiştim.
Bildiğim tek şey vahşet, nefret sizi bitirecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder