Her neyse... Türkiye'ye geri dönecek olursak; daha küçük birer çocukken doğum günlerinde, düğünlerde kız kıza dans ederek başladı homonormatif hayatımız. Bu danslarla kız çocukları diğer kız çocuklarının bellerine sarıldı, ellerini tuttu.
Kızlarımız bir kızın elini tutmanın keyfini sürdü. Lezbiyen bir kız çocuğu sevdiği kızla istediği kadar samimi olabildi. Heterolarsa "ama o erkek çocuum, ona öyle yapma/böyle yapma"lar ile engellendi. Heterolar hiç öyle tüm akrabaların önünde sarmaş dolaş dans edemedi 15 yaşlarındayken.
Ailesiyle yaşayan lezbiyen kızlarımız da kültürümüz tarafından desteklenerek arkadaş adı altında eve getirdikleri kişilerle seks yapabildiler. Oysa heteroseksüel kişiler bunun için bir yer aradı hep. Boktan boktan ortamlarda mercimeği fırına vermeye çalıştılar. Kültürümüz ve aile yapılarımız lezbiyenliği o kadar normalleştirdi ki kızlar arkadaşlarıyla beraber yatınca sevimli ve çok samimi arkadaş olabildi ama heterolar asla bu şansa erişemedi ve hep yalan söylemek zorunda bırakıldı.
Homoseksüel öğrencilere yurtlarda sevgilileri ile beraber kalma fırsatı tanınırken heteroseksüellere yurt giriş saati hep mani oldu. Bu ülkenin hiçbir kurumu heteroseksüelleri desteklemedi. Her zaman homoseksüelliğe özendirdi ve bunu normalleştirdi. Yüzlerce hemcinsiyle aynı yurtta kalan homoseksüellerin beğendikleri kişilerle sosyalleşmesi kolaylaştırılırken heteroseksüeller aynı binaya bile sokulmadı.
Öte yandan başbakanın bile evlerde heteroseksüel ilişkilerin dönmesinden rahatsız olduğu bu ülkede homoseksüellerin böyle rahat cinselliklerini yaşıyor olması ortada bir adaletsizlik olduğunun kanıtı.
Ben herkesi ayrımcılığa destek değil köstek olmaya davet ediyorum. Cinsel yönelim eşitsizliğine izin vermeyelim, verenleri uyaralım.
Hayırlı işler,
Bol güneşler...
1 yorum:
Ahah çok hoş olmuş bu.
Yorum Gönder