Şubat 02, 2014

Ayılana gazoz bayılana limon

Ayılana gazoz bayılana limon. Çünkü asla kendi haline kalmana izin verilemez! Bu mümkün değil, dostum! 
Derin düşüncelere dalmadan yaşamak bir yandan şahane diğer yandan ölümcül. Düşünsene, kendine öğrettiğin her şeye karşı çıkmak zorunda kalıp, öğrenmişliğine sayıp sövmek. 

İyi de ben bunları bunun için öğrenmedim. Daha güzel bir hayat yaşamaya çalışıyordum halbuki. Öğrendikçe özgürleşecektim hani?

Şimdi fark ediyorum ki öğrendikçe sınırlanan bir hale büründüm. Bunu yaşayan, hisseden çok insan var. Biricik olduğumu söylemiyorum. 

Zorlukları güzel şeyler takip edebilir tabii. İyi de ben gelenek-görenek/norm/alışkanlıklar - adı ne zıkkımsa - bunların zorluklarla baş etmek zorunda bırakıldığım için kime nereye şikayet edeyim? Babama mı, o ailenin direği diye? Yoksa anama mı, anneler her şeyi bilirler diye? Babamı direkten saymazsam annem de bilmiyorsa? - adam neden direk olsun? kadın anne diye her boku neden bilsin? öğretilenlere sıçayım afedersin.

Yaşamak istediğim bu değilken, yapmak istedim milyar tane şey varken öğretilenlere direnmek zoruma gidiyor, beni kızdırıyor. Öğretilmişler ve kendime öğrettiklerim çatışıyor, parçalanıyorum. Benim parçalarımın biri ailemin evine, biri sokaklara, biri yataklara, biri okullara, biri kitaplara, hepsi başka  yere gidiyor. Haliyle dağılıyorum. Bakıyorum kaybolmuş yapmak istediklerim parçaların arasında. Halbuki mutlu yaşamamız çok mümkün.
 Hislerim, yaşadıklarım ve mantığım. Hepsi ayrı havada dans ediyor. Hepsi de ayrı ayrı dansa kaldırıyor beni. Ben bi o yana bi bu yana savrula savrula güya dans ediyorum. Kızıyorum sonra, "bi dur, istediğin hangisiyse onu yap" diyorum kendime. 

Bana yaşatılanlara kızıyorum ve iyice raydan çıkıp hepten uyumsuzlaşıyorum. En çok da hala bunu yapabilecek güçte hissetmemi seviyorum.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Cehalet mutluluktur demis dedeler kisacasi..