Gözleri derinleri görüyordu, bizlerin görmediklerini, çok içerileri. Her nefes alışında kızgınlık ve gösterişle içine çekiyordu sigarasının dumanını. Görenler tütün yerine bir şeyleri, hoş olmayan bir şeyleri yaktığını hemen anlayabilirdi. O güzel gözleri nasıl olup da öyle sert bakıyordu dünyaya? Hayret!
Oysa istediği ya da iyi hissettiği zaman hisleri çıkıveriyordu gözlerinden ve karşısındakinin hislerine sarılıyordu. Karşısındakinin hislerini öpüp kokluyordu ve tanıyordu onu. Seviyordu yumuşak yumuşak fakat derin derin. Karşısındakinin tüm sevgi ihtiyacını karşılayacak kadar derin. Gözleri öyle güzel bakıyordu ki, karşısındaki, dünya üzerinde başka hiçbir şeyi görmek istemiyordu. Her şey sıradan geliyordu gözlerinin anlattığı hikayelerden sonra. Sevmenin ne olduğunu bir bakışta anlatan bu kadına sarılmak kadar huzur veren ne olabilirdi ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder