Dünyanın nefesinin ellerin devinimleriyle birleşmesi dünyanın çok uzak bir yerlerinden gelip balkonumu dolduruyordu. Yumuşak yumuşak çalıyordu Bregovic çalgısını. Balkonla birlikte zaten çiçek açmış olan ruhumu da dolduruyordu. Ara sıra hızlanıyor, sonra tekrar yavaşlıyordu ve ellerimden tutmuş beni dans ettiriyordu sanki her tınısı müziğin. Balkonda elimde kahvem ve sigaramla, ayağımı yakan güneşle dans ediyordum. Gözlerimin önünde sevgilimin yüzü vardı. Dans devam ettikçe gülen ağzı geliyordu gözlerimin önüne; sonra sırayla güzel dişleri. Başımı kaldırıyorum ve pırıl pırıl gözlerini görüyorum. İçim açılıyor. Güneşin yaktığı ayağımı unutuyorum. Kahvem içimi serinleten bir içkiye dönüşüveriyor. İçimdeki çiçeklerin de yüzü gülüyor.
2 yorum:
bunu sen mi yazdın?
bunu iltifat mı kabul edeyim? Bunu ben yazdım evet ama sevgilimin payı da çok büyük tabii.
Yorum Gönder